Anksiyete kişi için rahatsızlık oluşturan her hangi bir durum veya tehlike algısına karşı ortaya çıkan evrensel bir yanıttır.
– Anksiyete ve korku çok yanlış bir şekilde birbirinin yerine kullanılmaktadır.
Örneğin,ısırmak üzere havlayarak kendi üzerine gelen bir köpek karşısındaki kişinin yaşadığı duygu korkudur.
Benzer şekilde kişi,bir uçak yolculuğu sırasında uçağın hava akımına kapılması sonucunda korkuya kapılır. Her iki örnekte de kişide korkuya eşlik eden bedensel duyumlar ortaya çıkar.
Bunlar arasında taşikardi (dakikadaki kalp atım sayısının artması),çarpıntı, terleme,sıcak basması ve soğuk ürperme,el ve ayaklar yanı sıra bütün vücutta titreme veya sarsıntı,boğazda düğümlenme hissi,baş dönmesi ve dengesizlik hissi gibi belirti ve bulgular sayılabilir.
Aynı belirtiler kişide gün içerisinde hiç beklenmedik bir yerde ve anda ortaya çıkan ve “panik atağı” olarak ifade edilen yoğun anksiyete atakları sırasında ya da sosyal fobi adını verdiğimiz bir bozuklukta kişinin,başkalarının önünde konuşmak ya da yazı yazmak veya yemek yemek gibi aktivite girdiğinde de ortaya çıkabilmektedir.
Ancak anksiyete ile korku arasındaki bu benzerliklere karşın her iki durum arasında çok önemli temel bir farklılık bulunmaktadir.Yukarıda verilen uçak yolculuğu örneğinde olduğu gibi korku duygusunu yaşamaya yol açan tehtid eden bir ‘DIŞ’ etken,tehlike söz konusudur.
Fakat anksiyetede kişinin yaşamını tehtid eden bir DIŞ tehlike söz konusu değildir. Anksiyetede de bir tehlike algısı vardır. Ancak bu yaşama yönelik olmayıp hedef olarak benliğe yönelmiştir. – Kısaca bunaltıyı,”gerçeklik ilkesi” ne göre çalışmakta olan benliğimiz yaşamaktadır. Benliğin bütünlüğü koruyabilmesi yanı sıra r
Ruhsal yönden günlük kalite ve konforun sağlanması için,bunaltıya karşı korunmak üzere savunma düzenekleri devreye girecektir. Ancak kullanılan savunma düzenekleri yetersiz kaldığında ortaya çeşitli görünümleri olan aksiyete bozuklukları çıkar.